2030’a Kadar Yok Olacak Meslekler: Yapay Zeka Kullanmayanlar İçin Geri Sayım Başladı

Uzmanlara göre 2030 yılına kadar yapay zekayı iş süreçlerine entegre etmeyen meslekler tarihe karışacak. Veri girişi, çağrı merkezi ve sekreterlik en yüksek risk altındaki işler arasında yer alıyor.

Teknoloji dünyasında yaşanan hızlı dönüşüm, iş hayatını kökten değiştiriyor. Uzmanlara göre, 2030 yılı itibarıyla yapay zekâyı iş süreçlerine entegre etmeyen meslekler ya tamamen yok olacak ya da ciddi şekilde gerileyecek. Bu durum, çalışanlardan şirketlere kadar geniş bir kesimi dijital dönüşüme ayak uydurmaya zorluyor.

Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, yapay zekanın iş dünyasında yarattığı etkileri değerlendirerek, “Bütün mesleklerde yapay zekâ etkisini hissettirecek. 2030 yılında yapay zekayı kullanmayan mesleklerin sona ereceğini söylemek mümkün” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Kırık’a göre yapay zekâ, özellikle yazma, çeviri, müşteri hizmetleri, veri girişi ve muhasebe gibi rutin ve tekrarlayan işlerde çok daha etkin hale geliyor.

“Sekreterlik, çağrı merkezi, veri girişi, bazı muhasebe ve çevre işleribu grupta yer alıyor. Fiziksel temas veya insan odaklı iletişim gerektiren meslekler ise görece daha az riskli” diyen Kırık, yapay zekânın iş gücü dağılımını temelden değiştirdiğini belirtti.

Araştırmalar, bazı mesleklerin yok olmayıp dönüşeceğine işaret ediyor.

Kırık, “Öğretmenlik, gazetecilik, pazarlama gibi orta riskli mesleklertamamen kaybolmayacak; ancak birçok görevde yapay zekâ desteği kaçınılmaz olacak” dedi. Stanford Üniversitesi verilerine göre ise 22-25 yaş aralığındaki genç çalışanların yapay zekâ kaynaklı iş riski oranı%6 civarında.

Prof. Dr. Kırık’a göre bazı alanlar, insan dokunuşu gerektirdiği için yapay zekâ tarafından kolay kolay değiştirilemeyecek.

“Doktorluk, hemşirelik, psikolojik danışmanlık, sanatçılık ve el becerisi gerektiren işlerinsan yaratıcılığı, empati ve sezgisel kararlarla varlığını sürdürecek” dedi.

Yapay zekâ bugün tekrarlayan işleri hızlı ve hatasız yapabiliyor, veri analizi gerçekleştiriyor, rutin kararlar alabiliyor ve basit içerikler üretebiliyor. Ancak empati kurma, yaratıcı düşünme, karmaşık duyguları anlama ve belirsiz durumlarda karar verme konularında halen sınıfta kalıyor.

Türkiye’nin de bu dönüşüm sürecini yakından takip ettiğini belirten Kırık, “Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi (2021-2025)kapsamında uzman yetiştirme, girişimciliği destekleme ve eğitimde dijital dönüşüm hedefleri belirlendi” dedi.

Ayrıca2025-2029 Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesiile öğretmenlere yapay zeka temelli eğitimler verilmesi ve dijital içerik üretiminin teşvik edilmesi planlanıyor.

Son olarak Prof. Dr. Kırık, geleceğin tamamen yapay zekanın değil, insan ve teknolojinin birlikte çalıştığı bir döneminhabercisi olduğunu vurguladı.

“Bu sürece uyum sağlayanlar avantajlı olacak, uyum sağlamayanlar ise mesleklerini kaybedecek. Ama her zaman insana ihtiyaç var olacak; çünkü yapay zekayı üreten de geliştiren de yine insanın kendisidir.”